SİYASAL PAZARLAMAYA KAVRAMSAL BİR BAKIŞ

ÖZET

Siyasetçiler rakiplerinden farklılaşmak, yeni seçmen kazanmak, seçmen kitlesinde parti bağımlılığının oluşmasını sağlamak için pazarlama biliminden yararlanmaktadırlar. Siyasal pazarlamadan yararlanmayan siyasi partilerin ise başarısız olacağı söylenebilir. Siyasetin vazgeçilmezlerinden olan seçimler demokratik hayatın en önemli dönemeçlerindendir. Seçim kampanyalarında pazarlama karması elemanlarının etkin bir şekilde kullanılması, seçmenlerin oy tercihini, parti ve aday farklılığını ve seçmen bağımlığını pozitif yönde etkileyecektir. Siyasal pazarlama faaliyetlerinin kısa ve açık bir ifadesi olan siyasal pazarlama karması unsurları kullanılarak bilgilendirilen seçmen daha kaliteli ve tutarlı siyasi ürünleri seçme olanağı elde etmektedir. Böylece, siyasal pazarlama karmasının ülkenin geleceğini belirleyecek isabetli adayların meclise girmesine ve tutarlı siyasal programların uygulanmasının daha kolay gerçekleşebilmesine katkı sağlayıcı bir işlevi olmaktadır. Bu şekilde, siyasal partiler ve adaylar seçim kampanyalarında siyasal pazarlama karması elemanlarını kullanarak seçmenleri hem bilgilendirmekte ve hem de etkilemekteyken, seçmenler de bu faaliyetlerden yararlanarak siyasal partilerin ve adayların programları ve icraatları hakkında bilgilerini arttırmaktadırlar.

 

 

Anahtar Kelimeler: Siyasal Pazarlama, Siyasal Pazarlama Karması, Seçim Kampanyaları.

 

 

GİRİŞ

 

Amerikan Pazarlama Derneğinin 1985’te pazarlamanın ana ilkesini yeniden tanımlayan kararı, sosyal ve siyasal konuların genel pazarlama ile bütünleştirilmesinde bir dönüm noktası olarak görülmektedir. Bu tanımlamada meşru ürünler listesine yeni olarak, fikirler ibaresi eklenmiştir. “Pazarlama, bireysel ve örgütsel amaçları karşılayan

Değişimler yaratmak için fikirlerin, malların, hizmetlerin planlanması, fiyatlandırılması, tutundurulması ve dağıtılması sürecidir”. Bu tanımlama konunun tam olarak ne olduğu, ne olmadığı ve ne olması gerektiği üzerine çeşitli yorumlar yapılmasına rağmen, literatürde

Yaygın bir geçerliliğe sahip olmayı sürdürmektedir. Amerikan Pazarlama Derneği siyasal pazarlamayı ise, “partinin veya adayın kamuoyu araştırması ve çevre analizini, örgütsel amaçları gerçekleştirebilecek ve oyları karşılığında seçmen gruplarını memnun edebilecek, rekabet gücüne sahip bir fikir üretmek ve tutundurmak için kullanılma süreci

Olarak tanımlamaktadır (O’Shaughnessy,2002:173). Siyasal partiler ve adaylar siyasal pazarlama faaliyetlerinde bulunurken, kontrol altında

Tutabilecekleri dört unsura sahip oldukları görülmektedir. Bunlar ürün, tutundurma (iletişim politikaları), dağıtım ve fiyatlandırmadır (Bowler, Donuvan ana Fernandez, 1996:172). Pazarlama karması elemanları olarak belirtilen bu unsurların siyasal pazarlamadaki görünümü şu şekilde gösterilebilir.

 

Lider, Parti Programı ve Adaylar = Ürün

 

Seçim Sandığına Gitme, Oy Kullanma, Üye Aidatları, Bağışlar, Devlet Desteği=Fiyat

 

Kitle İletişim Araçları, Gönüllü ve Paralı Çalışanlar, Partinin İl ve İlçe Teşkilatları, Düzenlenen Sosyal Etkinlikler ve Toplantılar ı = Dağıtım

 

Reklâm, Halkla İlişkiler, Kişisel Propaganda, Tanıtım, Haber Niteliği Taşıyan Programlar ve Oy Artırıcı Diğer Çalışmalar =Tutundurma

 

Pazarlama karması elemanları, nasıl ki pazarlamanın faaliyetlerinin içeriğini ve temelini oluşturuyorsa (Grönroos, 1994:5), burada kullanılan siyasal pazarlama karması elemanları da seçim kampanyalarındaki faaliyetlerin içeriğini ve temelini oluşturmaktadır. Siyasal pazarlama karması elemanlarının her biri seçmene yönelik faaliyette bulunmakta

ve her birinin yaptığı olumlu etki, diğer karma elemanlarına yönelik seçmen tutumunu da pozitif yönde etkileyebilir. Seçim kampanyalarında siyasal pazarlama karması elemanları kullanılarak, seçmenlerin algılamaları, tutum ve oy verme davranışları etkilenerek, seçmenlerin partinin tercihleri doğrultusunda hareket etmesi sağlanabilir.

 

 

Siyasal Ürün

 

Siyasal ürünü oluşturan unsurlarla ilgili farklı görüşler bulunmaktadır. Bir partinin ürününün tanımlanması ile ilgili olarak; Harris (2001:46), parti imajı, lider imajı, politik vaatler; Less Marshment (2001:1079), lider, aday, üyeler, gönüllüler, ücretli çalışan personel, semboller, parti politikaları; Wring (2002:288) ve O’Shaughnessy

(2001:1051), parti imajı, lider imajı ve politik programlar; Limanlılar (1991:30), partilerin ürettikleri fikirler ve politikalar, ülke sorunlarına ve yerel sorunlara çare olarak ürettikleri çözümler; Reid (1988: 38), politikalar paketi, liderlik stili, politik değerlerin belirtilmesi;

Tan (2002:47), lider, parti programı, adaylar, siyasi partinin yapısı, ideolojik görüşü ile ülke sorunlarına ilişkin çözüm önerileri gibi farklı sıralamalar yapılmıştır. Bu farklılıklar seçmen ve coğrafi özelliklerden kaynaklanmış  olabilir. Sıralama nasıl olursa olsun, siyasal ürünlerin her biri seçmen tercihleri üzerinde etkilidir. Ürün pazarlama karmasının merkezindedir. Seçim terimleri ile yaklaşacak olursak ürün, üç anahtar unsuru bir araya getiren bir değişkenler karmasıdır. Bunlar aday imajı, lider imajı, parti programıdır. Bu üçlü sıralamada da görüldüğü gibi, siyasetçilerin siyasal sorunları göz ardı ederek, imaja yönelik tutundurmaya dayalı yaklaşımlara önem vermeye başladıkları görülmektedir (O’Shaughnessy, 2002:176).

Siyasal ürün, siyasi parti ile seçmenler ve potansiyel seçmenler arasında bir köprü görevi görmektedir. Çünkü seçmen, siyasi partiyi sunduğu siyasal ürüne göre değerlendirmektedir. Seçmende oluşturulan ürün imajı, seçmenin bir defa oy verdiği belirli bir siyasi partiye tekrar oy verip veremeyeceğini etkiler. Belirli bir siyasal ürünün seçmenleri de homojen bir grup olmamakta, her seçmen siyasi ürünün farklı özelliklerine önem vermektedir. Bu durum onların psiko-sosyal bakımdan birbirlerinden farklı oluşlarının bir sonucu veya farklı siyasi partilerin reklâmlarında ürünün farklı özelliklerine önem vermelerinin bir sonucu da olabilmektedir (Çiftlikçi,1996:105). Bu nedenlerle, bir siyasi parti yönetimi, ürünün seçmenler üzerinde etkili olabileceği özellikleri araştırmalı ve bu araştırmalar sonucunda siyasal ürünün politika ve stratejisini belirlemesi gerekmektedir. Oluşturulan siyasal ürün politika ve stratejilerinin, diğer siyasal pazarlama karması elemanları ile uyumlu olması gerekmektedir. Siyasi partiler, kamuoyunun çeşitli kesimlerine çeşitli ürünler sunarak seçmenlerin ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılamaya çalışırlar. Bir siyasal ürün seçmenlerin istek ve ihtiyaçlarına uygun değilse, seçmen tarafından kabul görmez. Belki ürün ilk kamuoyuna sunulduğunda ilk seçimlerde tercih edilebilir. Ancak seçmenlerin beklentileri karşılanmamış ise, seçmen oy verdiği siyasi partiye diğer seçimlerde oy vermeyerek büyük bir olasılıkla yeniden satın almayacaktır. Siyasal ürün hakkında seçmenlerin algılamaları net değildir. Seçmenin algılamaları,

seçmenin psiko-sosyal durumuna göre farklılık göstereceği gibi, seçmenin yasadığı bölgeye göre de farklılık gösterebilmektedir. Siyasi partiler kamuoyunun bu algılamalarındaki farklılıkları göz önünde bulundurarak, lider, aday ve parti programlarını bu doğrultuda meydana getirmeleri gerekmektedir. Siyasal pazarlama karmasındaki ürün kavramı üç temel baslık altında incelenebilir:

 

Parti Lideri

Partinin Adayı

Parti Programı

 

 

Parti Lideri

 

Lider, başkalarını belirli bir amaç yönünde davranmaya yönelten kişidir (Uygur ve Göral, 2005:125). Liderlik ise, belirli şartlar altında belirlenen amaçları (kişisel ve grup amaçlarını) gerçekleştirmek, bir kimsenin başkalarının faaliyetlerini etkilemesi ve yönlendirmesi sürecidir (Güney, 2001:159). Buna göre liderlik sürecinin özünü, bir kişinin

Başkalarını etkileyebilmesi oluşturmaktadır. Lider insanları güdüleme boyutunda, üyelerin yaptığı ise bir anlam katarak, onların daha aktif hale gelmelerini sağlamaktadır ve ayrıca üyeleri kendilerini geliştirecek, zorlayacak hedefleri ve vizyonu kabul etmeleri ve bu hedeflerin peşinde koşmaları için yönlendirir. Ayrıca insanları düşünmeye sevk etme boyutunda lider, varsayımları sorgulamalarını ve olaylara farklı açılardan bakmalarını, zorlukları çözebilecek problemler olarak görmelerini sağlayarak, parti üyelerini yaratıcı ve yenilikçi olmaları için harekete

Geçirir (Börü ve Güneser, 2005:137). Siyasi sistem içerisinde liderler, partinin çekirdeğini oluşturduklarından dolayı, partiler arasındaki rekabet sürecinde bu kişiler öncelikle yıpratılmaya çalışılır. Siyasi parti ile bütünleşmiş liderin yıpratılması, önce partinin sonra toplumun gözünden düşürülmesi (prestij kaybetmesi) durumunda, siyasi parti dağılır veya seçmenlerin bu partiye verdikleri oy oranı büyük ölçüde azalır. Demokratik yasamın ömrüne, toplumun özelliklerine ve içinde bulunulan koşullara bağlı olarak seçimlerde liderin tercih üzerindeki etkisi değişmekle birlikte, uygulamalar, bu etkinin büyük olduğunu göstermektedir. Örneğin, Türkiye’de yapılan seçimlerde seçmenin büyük ölçüde lidere bağlı olarak oy kullandığı gözlenmektedir. Seçmene hangi

Partiye oy verdiği sorulduğunda, parti isminden çok liderin ismi verilmektedir. Lider sorunların üstesinden gelen güçlü muktedir kişi olarak değerlendirilmektedir (_slamoglu,2002:117).

Türkiye’de tarihsel sürece bakıldığında, halk egemenliği ilkesine dayanan demokrasinin, önce çoğunluk egemenliğine, sonra iktidar egemenliğine, diğer bir ifade ile seçimi kazanan parti egemenliğine ve sonunda da genel başkan egemenliğine dönüştüğünü gözlemek mümkündür. Türkiye’de siyasi partiler aşırı bir patronajlık ilişkisi içerisindedir. Bu tür siyasal ve yönetsel yozlaşmaya yol açan ilişkilerin temelinde yatan bir diğer faktör ise, siyasi partilerin liderlerinin kişiliğinde somutlasan aşırı yetki kullanımıdır. Bilindiği gibi, siyasi partilerin çoğunda parti ile ilgili her türlü karar ve atama yetkisi genel başkan sıfatıyla parti liderlerine devredilmiştir (Tekin, 2004:255). Bir siyasi partinin imajı ile liderlerinin imajı arasında derin bir bağ vardır. Bu nedenle lider hem parti hem de siyasi ürün imajı ile tutarlı bir imaj geliştirmelidir. Bu imaj, renkleri, sembolleri, tavırları, stilleri, sözleri, görüntüleri, sloganları v.b. ögeleri kapsar. Eğer siyasi partilerin programları birbirine benzer ise, liderin imajı seçmen tercihlerini etkilemede önde gider (_İslamoğlu, 2002:120).

Seçimleri kazandıran asıl faktör liderin kendisidir. Sosyal iletişimde dikkate değer

Başarılar kazanmış olan Fransız reklâmcı Jacques Seguela ANAP’ın 1989 seçim kampanyasını hazırlamıştı. Yapılan görüşmeler sonucunda Seguela Mesut Yılmaz’a seçim kampanyasının oluşacağı temel unsurlar hakkında şunları söylemiştir (Takvim, 27 Haziran 2007):

 

Seçimleri ideoloji değil, lider kazanır.

Seçimlerde geçmişe değil, geleceğe oy verilir.

Oy umut için verilir, program için değil.

Seçim siyasal olmaktan çok, psikolojik bir olaydır.

Devlet adamlığı için lider efsane geliştirmelidir.

Lider, bağımsız kişiliğini vurgulamalıdır.

Lider, ülke içi imajı kadar, ülke dışı imaja da önem vermelidir.

Seçimi lider kazanır, ama yalnız olmadığını unutmamalıdır.

Lider orta ve uzun vadeli düşünebilmelidir.

 

Günümüzdeki etkin liderlik için iletişim tekniklerini etkin kullanmak, aynı zamanda

Bugüne yönelik olarak yasamak ve geleceği ihmal etmemek, stratejik hedeflerden

Ayrılmamak, bugün atılacak her adımın geleceğe yapacağı katkıyı hesap etmekle mümkün olduğu bilinmektedir.

 

 

  Parti Programı

 

Bir adayın veya siyasi örgütün siyasi programı (anayasa programı, seçim programı),

Siyasi ürünü önemli ölçüde etkilemektedir. Siyasi örgütlerde, parti veya örgütlerin

Siyasi programlarının ürünü şekillendirdiği varsayılır. Ancak bu her zaman doğru değildir.

Büyük oranda şahsiyet yönlendirmesinin hâkim olduğu ülkelerde, siyasi programlar

Ürünün önemsiz bir parçasını oluşturmaktadır. Program yönlendirmesinin ve program

Partilerinin yoğun olduğu ülkelerde ürün, öncelikle anayasa programlarıyla şekillenir

(Schröder, 2004:52).

Toplumların siyasal bilinçleri ve eğitim düzeyleri arttıkça, parti programlarını inceleme ve ona göre karar verme ihtimalinin artacağı beklenebilir. Bu nedenle, parti

Programı önemli bir referans kaynağı olarak görülmelidir. Öte yandan rakipler bir siyasi partinin konumunu bozmak için, onun programının zayıf yönlerine saldırırlar. Parti programı hazırlamak ciddi ve bilimsel araştırmaları gerektirir. Çünkü parti programı çözüm getiren sorunların teşhisini, bunların önemini ve öncelik sırasını, sorunların nasıl ve hangi kaynaklardan kullanılması ile ortadan kalkacağını gösteren bir yönergedir (_İslamoğlu, 2002:123).

Parti programında, yer verilen çözüm önerileri gerçeklere dayanmalıdır. Yani

Program gerçekçi olmalıdır. Hayali çözüm önerileri sıralamak, hem partiyi hem de adayları güvenilemez duruma düşürecektir. Çünkü gerçekçi önerilerle yola çıkmayan parti ya da aday, seçildiğinde veya iktidara geldiğinde bunları gerçekleştiremeyecektir. Hangi sorunların, hangi kaynaklar kullanılarak çözüleceği ortaya konmalı, bu çözüm yöntemleri, ülke gerçekleri ile tutarlı olmalıdır.

Değişen toplum istekleri ile uyumlu olarak programın bu değişime ayak uydurmaması, siyasal toplum desteğinin kaybolmasına ve partinin seçimlerde oylarının yavaş yavaş erimesine neden olur. Değişime ilgisiz kalan insan, isletme, devlet, parti v.b. bütün unsurları olumsuz süreçlere itmektedir. Bu nedenle partiler değişimlerden kendilerine düsen payı almalı, program ve hedeflerini bu doğrultuda yapmaları gerekmektedir (Çiftlikçi, 1996:154). Başarılı bir program hazırlarken, ülkenin konjonktür el yapısına uygun olmalı, dünyadaki uygulamalar izlenmeli ve bunlardan en iyi sonuç verenlerin ülke için nasıl uygulanabilecekleri araştırılmalıdır. Parti programı, devletin var olusu, sürekliliği ve ilkeleri ile ve aynı şekilde uluslararası durumla da uyumlu ve tutarlı olmalıdır.

 

Adaylar (Milletvekilleri)

 

Seçim kampanyaları yöntemleri ne kadar gelişmiş olursa olsun, partiler ve seçmenler için aday unsuru hiçbir zaman önemini kaybetmemektedir. Çünkü seçmenleri etkilemenin en etkili yöntemi yüz yüze yapılan çalışmalardır. Aynı şekilde aday seçimlerinde, kişinin kendisi ön plandadır, yani seçim bölgesinde doğrudan seçim söz konusu olduğunda, kişinin rolü önemlidir. Kişisel özellikler seçim sürecinde belirleyici rol oynamaktadır. Bir siyasi partinin kimliği, ideolojisi, imaj ve vitrini hakkında fikir veren ürün karmasından biri de gösterdiği adaylardır. Parti tercihlerinde adayların oynadığı rol çok yüksek olmasına rağmen, bu durumdan duruma da değişir (_İslamoğlu, 2002:129). Seçmen tek bir adayı olan bir partiyi tercih ettiğinde, belki de kişisel olarak o adaya sempati veya güven duymuyor olabilir. Buna rağmen benimsediği partinin adayı olduğu için ona oy verecektir. Ya da belli bir adayın fikirlerini beğenmesine rağmen, adayın partisinin ülke yönetiminde güç kazanmasını istemediği için oy vermeyebilir. Aynı zamanda seçmen

Partiyi beğenmediği halde de, adaya oy verebilmektedir (Butler ve Collins, 1994:24).

Siyasal pazarlamacıların sunduğu ürün, adayın seçilmesi durumunda seçmenlerin

Ortaya çıkacağına inandıkları, birçok potansiyel faydanın sağlayacağı karmaşık bir harmandır. Vaat edilen temel faydalar adayın partisi tarafından resmi olarak telaffuz edilir. Daha sonra reklâmlar ve medya tarafından halkın önüne çıkışlar sağlanır. Adayın geçmişteki durumu ve kişisel özellikleri de, seçmenlerin potansiyel fayda beklentilerini etkiler. Aynı zamanda partinin imajı da, aday üzerinde etkili olur. Örneğin, Reagan

1984’teki seçimde, Reagan’ın kampanya grubu Mondale’in bir vergi artısı üzerine yaptıgı konuşmayı, zeki bir şekilde kullanmışlar ve Mondale’i Carter yönetimindeki ekonomik durgunlukla ilintilemişlerdir. Bu durum Mondale’in demokratlar arasındaki destegini erozyona uğratmıştır (Niffenegger, 1988:17).

Ürünün hedeflenen pazar bölümüne uydurulması için, ürün biçimlendirmesi temelde

Bir ürün yönetiminin isidir. Siyasal pazarlamada ise, bu rol siyasi danışmalar

tarafından yerine getirilir. Siyasi danışmanlar kampanya yönetimi, anketler, pazarlama, bağış toplama, reklâmlar ve halkla iliskiler gibi unsurlardan oluşan tam bir aday hizmetleri paketi sunarlar. Danışmanların aday imajına uyumlu ve etkili bir yön vermesinde araştırmaların rolü oldukça büyüktür (Niffenegger, 1988:18).

Ayrıca adayın parti içi imajı da, parti üyeleri arasında da destek görmesi önemlidir.

Çünkü genelde adayların seçimlerinde yönetici kadrolarının, parti üyelerinin ve

Partili seçmenlerin etkili olduğu bilinmektedir. Adaylar hangi yöntemlerle belirlenirse

Belirlensin, önemli olan seçmen tercihini etkileyebilecek genel niteliklere sahip olduğunun, belirlenme sürecinde göz önünde tutulmasıdır.

Siyasi parti veya adaylara bağımlılık, geleneksel pazarlamadaki ürüne bağımlılıktan

fazladır (O’Cass, 2001:1010). Bu bağımlılığı sağlamak için siyasal pazarlamacılar,

Dikkatlerini ilk kez oy kullanacak seçmenlere yöneltmeleri konusunda partileri ve adayları uyarmaktadırlar. Çünkü ilk kez oy kullanacaklar partiye kazandırılırsa, bu seçmenlerin o partiye bağımlılığı sürekli olabilmektedir. Bu nedenlerle partiler, seçmenlerin tercih ettiği adaylarda ne tür özellikler aradıklarına ve ne gibi özelliklere dikkat ettiklerine yönelik, kamuoyu araştırmaları yapmaları gerekmektedir. Ancak bu şekilde seçmenlerin parti ve aday bağımlılıklarını sağlayabilirler (Lees-Marshment, 2002:124). Ancak adayların seçmen tarafından değerlendirilmesi ve talep edilmesi ile partinin adayı değerlendirmesi ve talep etmesi arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Seçmenler adayı değerlendirirken kendi açısından değerlendirme yapmaktadır. Oysa partiler değerlendirme yaparken, aday partiyi temsil etmekte, partiyi iktidara taşımakta ve iktidardaki başarısına katkı sağlamak gibi faktörleri göz önünde bulundurarak değerlendirme yapmaktadırlar. Seçmenlerin adayda aradıkları özelliklerden farklı olarak, partilerin de adaylarda aradıkları bazı özellikler vardır. Bunlar, aday kişisel oy potansiyeline sahip olmalı, toplumla ilişkilerinde ve iletişiminde başarılı olmalı, iyi bir üne ve imaja sahip olmalı, yüz kızartıcı bir geçmişi olmamalı v.b. gibi özelliklerdir. Adaylar, seçmenler tarafından değerlendirilirken, olumlu reklâmların pozitif etkisi olduğu gibi, olumsuz reklâmlarında negatif yönde bir etkisinin olduğu unutulmamalıdır. Hatta aday hakkındaki negatif bilginin, aday tercihlerinde pozitif bilgiden daha etkili olduğu söylenmektedir (Klein, 2005:131).

Aday partiye yakışmalıdır. Yapılan bir araştırmada sol partinin merkez sağdan bir

Aday göstermesi durumunda %70 oranında negatif etkiyle karşılaşması söz konusu olduğunu göstermektedir. Seçmen her siyasi partiyi kendi bulunduğu ya da temsil ettiği misyon içerisinde görmek istemektedir. Partilerin aday, adayların parti belirleme sürecinde siyasal doku uyuşması önemlidir (Özsoy, 2004.24). Tabi ki bu parti-aday uyuşmasının yerel seçimde gösterilen adaylar üzerindeki etkisinin daha fazla olduğunu görmek zor değildir. GENAR tarafından on dört ilde 2527 kişi ile yüz yüze görüşerek gerçekleştirilen araştırma, yerel seçimlerde aday faktörünün parti tercihinden iki kat daha fazla önemli olduğunu göstermiştir. Araştırmada seçmenlere; yöneltilen “28 Mart 2004’te yapılacak olan yerel seçimlerde partiler mi daha öncelikli olacak, yoksa adaylar mı?” sorusuna seçmenlerin %63,8’nin “adaylar” cevabı verdiği görülürken, partiler cevabını verenlerin oranının %32,3’te kaldığı görülmüştür (Özsoy, 2004:25).

 

 

Siyasal Fiyat

 

Siyasal pazarlamada seçim kararını etkileyen gerçek bir fiyattan söz etmek mümkün

Değildir. Fiyat, sadece “taahhüt edilen hizmetler karşılığı seçim zamanı adaya ya da

Partiye verilen oy, üye aidatları ve partiye/adaya yapılan hizmetlerdir” (Tek, 1997:447). Geleneksel pazarlamada ürün ve hizmet karşılığı bir fiyat talep edilmektedir. Siyasal pazarlamada ise belli bir partiye ya da adaya oy vermenin bir fiyatı yoktur. Ancak seçim kararı uzun dönemli kişisel maliyetlere yol açmaktadır. Siyasal pazarlamada fikirler, kişiler, politikalar, partiler pazarlanmaktadır. Bunun karşılığında fikrin ya da adayın benimsendiğini gösteren oy söz konusudur. Siyasal ürün seçmen tarafından satın alındığında ya da kabul gördüğünde karşılığında oy kazanılır (Henneberg, 2006:228). Siyasal iktidar kendi yasam sürelerini uzatmak, seçmenlerde kendi gerçek gelirlerini artırmak için çaba içerisindedirler. Dolayısıyla kamu gelirleri ve kamu giderleri ile ilgili kararlar aracılığı ile seçmen tercihlerinin yönlendirilmesi arasında önemli bir iliksi kurulabilir. Hangi kamusal malların üretileceği, hangi hizmetlerin gerçekleştirileceği ve bundan doğan harcamaların nasıl karşılanacağına ilişkin ortaya konulan alternatif yollar ve etkinliklerini siyasi partinin pazarlama kararları ile doğrudan ilişkisi bulunmaktadır. Özellikle kamu gelirlerinin sağlanması ile ilgili kararları alırken ve uygularken seçmenlerin

Gösterecekleri anlayış veya tepkilerin araştırılması sonucunda daha etkili pazarlama

Politika ve stratejileri geliştirebilir. Fertlerin kamu harcamalarına katılmaları karşılığında topluma götürülen hizmetlerin yaratacağı yararlar seçmen ve kamuoyu psikolojisini etkilemektedir (Tan, 2002:46). Kamu gelirleri ve giderleri siyasal iktidarın kamu hizmetlerini yürütmesinde önemli birer araçtır. Bunların miktarı, niteliği, alanı ve kapsamı üzerinde ayarlamalar yapılması suretiyle önemli ekonomik ve sosyal etkiler yaratılabilir. Bu ayarlamaların pazarlama kararlarıyla birlikte düşünülmesi siyasi partinin seçimlerdeki basarı oranını arttırabilecektir. Çünkü siyasi partinin vaat ettiği toplumsal mal ve hizmetlerin finansmanına toplum bireylerinin katılım oranı o mal ve hizmetlere dolayısıyla vaatte bulunan siyasi partiye olan talebi geniş ölçüde etkileyebilir (Çiftlikçi,1996:133). Ayrıca, siyasi partilerin finansmanında mali kaynakların sağlanabilmesi için piyasa stratejisi oluşturulur (Marland, 2003:107). Bu stratejiler sonucunda fon bulma yolları belirlenir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, siyasi partilerle ilgili bir dizi yasanın – partilerin finansmanı ile ilgili yasanın- var olmasıdır. Bu sebeple siyasi partilerin finanse edilmesinin birçok sınırı ve türleri vardır. Bunlar, üyelik aidatı, partiye kayıt ücreti, bağışlar ve devlet desteğidir (Schröder, 2004:282).

 

 

Siyasal Dağıtım

 

Siyasal pazarlamada dağıtım, siyasi ürünlerin ve bunlara ilişkin mesajların (parti

Programı, lider, aday, uygulamalar, örgüt) seçmen kitlelerine en kısa yoldan, en uygun zamanda, en ekonomik ve etkin biçimde ulaştırılması sürecidir. Bu iki şekilde gerçekleştirilebilir. Birincisi, parti kadrolarının hiçbir aracı kullanmadan seçmenlere doğrudan ulaşmalarıdır. İkincisi ise, kadroların bir takım aracılar kullanılarak seçmenlere ulaşmalarıdır (İslamoğlu, 2002:135). Birinci yolun üstünlüğü, ürünlerin fikirlerin başkaları tarafından değiştirilmeden seçmenlere ulaştırılmasını, mesajların denetim altında tutulmasını, eksik ya da yanlış algılamaların önüne geçilmesini sağlamasındadır. Ancak, maliyeti son derece yüksektir.

İkinci yol ise, birinci yolun avantajlarının tersine dezavantajlara sahiptir. Ancak, maliyeti düşüktür. Bu yolla, daha kısa zamanda daha düşük maliyetle daha fazla sayıda seçmene ulaşılır. Dağıtım kanalı, siyasi partinin ürünleri olan adayları, fikirleri, ideolojileri, politikaları, ülke sorunlarına ilişkin çözüm önerileri ve bütün söz ve vaatleriyle ilgili mesajlarının siyasi partiden, hedef kamuoyuna doğru akısında izlenilen yoldur. Siyasi partiler çeşitli eylemler yaparak mesajların akısını sağlar ya da siyasi partiyle hedef kamuoyu arasına çeşitli kişiler ve örgütler girer ve çeşitli eylemler yaparak bilginin akısı sağlanır. Siyasi ürünler birbiri ardına dizilmiş çeşitli örgütlerden geçerek, sanki belli bir yol izleyerek hedef kamuoyuna ulaşırlar. Siyasi parti ile hedef kamuoyu arasında yer alan örgütler, siyasi partinin kendi içinde oluşturduğu birimler, bölümler ve siyasi parti dışında yer alan iletişim araçları olmak üzere iki grupta toplanabilir. Adayların ve partilerin fikriyatı, politikaları hedef kamuoyuna veya hedef pazara ulaştırılması için iletişim araçlarının rasyonel bir biçimde kullanımı önemlidir. Bir başka deyişle, iletişim araçları sadece tutundurma aracı olarak değil, aynı zamanda dağıtım kanalı olarak ta düşünülebilir (Limanlılar, 1991:37).

Siyasal pazarlama faaliyetleri yerine getirilmesinde birçok kişi ve kuruluşlar rol

Oynamaktadır. Siyasi partilere hukuki, iktisadi ve yönetsel açıdan bağlantılı birçok kanal üyesi mevcuttur. Bu üyeler adaylar, siyasi parti örgütleri, üyeleri ve gönüllüler, siyasi parti çalışanlarıdır. Seçmene ulaşma yöntemlerinde dağıtım kanallarının kullanımı ise, parti ile ilgili organizasyonlar olarak görülmektedir. Bunlar mitingler, ev ve is yeri ziyaretleri, aksam yemekleri, kadın ve gençlik kollarının çalışmaları, mahalli geziler gibi faaliyetlerdir.

 

 

Tutundurma

 

Tutundurma, siyasal pazarlama karması içerisinde çeşitli formları ile en açık özelliği

Olan pazarlama aracıdır (Henneberg, 2002:18). Genel pazarlama kavramı olan tutundurma kavramını, siyasal pazarlama karması elemanı olan tutundurma kavramına uyarladığımızda, bir siyasi partinin, aday ya da söz-vaatlerinin benimsenmesini kolaylaştırmak amacıyla, siyasi örgütler tarafından yürütülen, seçmeni ikna etme amacına yönelik, bilinçli, programlanmış ve eşgüdümlü faaliyetlerden oluşan bir iletişim süreci olarak tanımlanabilir.

Siyasi partiler ve adaylar, parti örgütleri ve bağımsız siyasi gruplarca yürütülen

Özendirme kampanyalarını temel alarak, seçim sonuçlarını yüksek oranda etkilemeyi

Düşünmektedirler. Seçim kampanyalarına yapılan harcamaların miktarının yüksekliği ile seçimi kazanma arasında bir paralellik olduğuna inananlar bulunmaktadır. Seçmenler tarafından tanınmayan bir adayın yüklü promosyon harcamasıyla, seçimi kazandığına ilişkin örnekler bu düşünceyi destekler niteliktedir. Bazıları ise promosyon harcamalarının oy verme eylemini çok az etkilediğine inanırlar (Soley ve Reid, 1982:147). Tutundurmaya yönelik yapılan harcamaların seçmenlerin davranışlarını etkilediğine yönelik birçok çalışma mevcuttur. Aynı şekilde ABD’de yapılan seçimlerin büyük kısmında, seçim kampanyalarına yapılan harcamanın yüksekliği, seçim sonuçlarını etkilediği görülebilmektedir.

Tutundurmanın, diğer bir değişle oy arttırıcı çabaların siyasi hayatta büyük etkisi

Vardır. Siyasi ürünler, siyasi parti ile seçmenler arasında bir köprü görevi görse de, bu

Üretilen adayın, söz ve vaatlerin üstünlükleri ve farklılıklarını seçmenlere duyuramayan siyasi partinin başarısı sınırlı ve tesadüflere bağlı kalacaktır.

Günümüzde iki trend ortaya çıkmaktadır. Bu trendin ilkinde, parti sınırları içerisinde

Parti araçları ve kampanyalar üzerinde daha merkezi bir yapı bulunmaktadır. Bu

durumda, parti çalışanların ve adayların rolleri daha çok verilen görevleri yerine getirmeye yönelik olup, partinin yapısı ve mesajları daha tek düzen hale gelmektedir. Parti içerisinde kitle iletişim araçları ve pazar araştırması danışmanları ile daha sıkı iliksiler ortaya çıkmaktadır. _kincisinde ise, kampanya kararları, geleneksel parti ideolojileri tarafından tanıtılan, parti liderlerinin tek baslarına alacakları bir karar olmaktan çıkmaktadır. Kalıcı reklâmların öncelikleri, hükümet olmadan önce, bir partinin politikalarının yerleştirilmesini gerektirmektedir. Kalıcı kampanyaların devamlılık gösteren yapıları ve medyanın siyaseti etkileme gücü, parti stratejisinin vurgu noktasını imaj ve sunuma doğru kaydırmıştır. Partiler mesajlarını daha iyi yansıtabilmek için, tıpkı ticari isletmeler gibi, Pazar araştırması tekniklerinden geniş bir biçimde yararlanmaya başlamışlardır (Sparrow ve Turner, 2001: 985).

Seçmenlerin tutumlarını partiye karsı olumlu biçimde yönlendirmek, parti ile seçmenleri özdeşleştirmek ve partiyi seçmen zihninde en üst pozisyonda konumlandırmak için yürütülen iletişim süreçleri; kişisel propaganda, reklâm, halkla ilişkiler, oy artırıcı araçlardır.

 

 

Propaganda

 

İkna edici iletişim türlerinden biri olan ve daha çok siyasal iletişim anlatmada kullanılan propaganda dikkat dağılımını etkileyerek, dikkatlerin belli konulara çekilmesine yönelik bir etkileme aracı olarak tanımlanır. ilke olarak, bu iletişim türünde bilgi vererek düşünce ve davranış değişimi istenmektedir. Propagandanın somut amacı ise, karşılıklı anlayış yaratmak yerine, önerilen düşünce veya davranışı kesin kabulü sağlanmasına yöneliktir. Etkin bir siyasal propagandanın dört temel şartı vardır (Altıntaş, 2001:42).

 

Kitlenin dikkati sağlanmış olmalıdır.

 

Kitlenin güveni sağlanmış olmalıdır.

 

Eğilimler (tutum, davranış) göz önünde tutularak, propaganda ile yaratılmak

İstenen değişiklikler, kitlelerin içinde bulunduğu anda beslediği umut ve bekleyişler,

Hoş görünen alternatifler olarak sunulmuş olmalıdır.

 

Kitleler içinde bulunduğu ortamda, değişmenin gerektireceği eylem yönünde

Harekete geçmeye elverişli olmalıdır.

 

Propagandanın başarılı olmasının temel koşulu, mesaj kaynağının bilinmemesi ve

Mesaj taşıyıcılarının inandırıcı olmasıdır. Bireyin savunmaya geçmeden mesajı algılaması ve tarafsız olarak bu mesajı yorumlaması sağlanmalıdır. Bu nedenle mantık süreçleri iyi analiz edilmeli ve mesaj kanıtlarla desteklenmelidir. Aynı zamanda propaganda özenli bir çalışma ve planlanmaya dayandırılmalıdır (İslamoğlu, 2002:142). Ayrıca propaganda, karsı propagandanın yapılabileceğini dikkate alarak hazırlanmalıdır. Bu şekilde propagandanın kolayca çürütülebilir, yalanlanabilir ve çarpıtılabilir nitelik taşıması engellenebilir.

Propagandanın başarılı olabilmesi için, ortaya atılan konuyu, iddiayı dağıtmamalı

Ve yoğunlaşma yüksek tutulmalıdır. Propaganda bir düşünce, bir sembol veya bir

İnsan üzerinde veya çevresinde toplanmalıdır. Propaganda ayrıntılara elden geldiğince inmeli, konuyu bir bütün olarak en çarpıcı biçimde sunmalıdır.

 

 

Reklâm

 

Amerikan Pazarlama Birliği’nin tanımına göre reklâm, herhangi bir ürünün, hizmetin

Ya da düşüncenin bedeli ödenerek ve bedelin kim tarafından ödendiği anlaşılacak

Biçimde yapılan ve kişisel satış ve halkla ilişkiler dışında kalan tanıtım faaliyetleridir.

Kitlelere ulaşmadaki başarısı nedeniyle reklâm, siyasette de önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle seçim kampanyaları vasıtasıyla, hedef kitlelere siyasi partinin, adayın benimsetilmesi ve tanıtılması sürecini gerçekleştirir. Reklâm siyasi ürünü, örgütü, lideri ve ideolojiyi tanıtır. Siyasi partinin, adayların ve vaatlerin tanıtımı, benimsetilmesi ve oy hacminin artırılması amacı doğrultusunda reklâm, su amaçları gerçekleştirmektedir (İslamoğlu, 2002:150; Tan, 2002:87; Fill,1999:281):

 

Yeni bir lideri, programı, uygulamayı ve bunların sonuçları hakkında kamuoyunu

Bilgilendirir.

 

Siyasi partinin ve adayların imajını yaratmak ve hedef kitlenin bağımlılığını

Sağlamak.

 

Yanlış ve olumsuz izlenimleri ortadan kaldıracak bilgileri aktarır. Seçmenlerin

korku ve endişelerini giderici bilgiler verir.

 

Seçmenleri bilgilendirerek, yenilikleri tanıtır.

 

Partinin, liderin, adayların ve siyasi ürünlerin hatırlanmasına, gelecekteki siyasi

ürünlerin tanıtılmasına ve siyasi partinin ilk akla gelen parti olmasını sağlamaya

yönelik bilgileri verir.

 

Kişisel propaganda ile ulaşılamayan kişilere ulaşmayı sağlamak.

Seçmenleri siyasal katılıma teşvik etmektir.

 

Reklâm aracını ve medyanın seçimi, reklâm yöneticisinin yapacağı en zor islerden

Biridir. Etkili bir medya ilişkisi kurarak, duyurmak istedikleri mesajları hedef kitleye

İletirler ve bu suretle, toplumun belli kesimleri ile karşılıklı anlayışa ve işbirliğine dayanan bir köprü meydana getirirler (Fill,1999:286). Modern demokrasilerde, medya sadece bir mesaj kanalı değil, aynı zamanda siyasal sürecin katılımcı bir aktörü görevini üstlenmektedir. Reklâm tekniklerinin siyasete uygulanması, adaylar ve siyasi partilere yeni imkânlar

Kazandırmaktadır. Bu tekniklerin siyasete uygulanması, seçmenlerin siyasete ilgisini

Daha da artırmıştır (Özsoy, 2001:10). Bu ilginin artırılmasını sağlamak, reklâm araçlarının etkin kullanımı ile mümkündür. Reklâm araçlarının seçimi ve kullanım özellikleri de reklâmın etkinliğini etkilemektedir. Bu araçların özellikleri ve hedef kitleyi etkileme düzeyleri farklılık arz eder.

 

 

Halkla İlişkiler

 

Halkla ilişkiler, özel ya da tüzel kişilerin belirlenmiş kitlelerle dürüst sağlam bağlar

Kurup geliştirerek, onları olumlu inanç ve eylemlere yöneltmesi, tepkileri değerlendirerek tutuma yön vermesi, böylece karşılıklı yarar sağlayan ilişkiler sürdürme yolundaki planlı çabaları kapsayan bir yöneticilik sanatıdır (Asna, 1997:214).

Toplumun desteğini ve güvenini sağlamak gerek partiler gerekse de adaylar için

Büyük önem taşımaktadır. Halkla ilişkiler çalışmalarının siyasal pazarlamadaki hedefi,

Seçmenler ve parti örgütünde görev yapanlar, sendikalar, çeşitli baskı ve çıkar grupları ile iletişim sağlamaktır. Siyasal pazarlamada halkla ilişkilerin temel amacı, verimli bir iletişim kurup, parti- aday ile seçmenler arasında olumlu beşeri ilişkiler yaratmak ve kendi faaliyetleri hakkında seçmenlere bilgiler vererek iyi bir imaj kazanmaktır. Siyasal halkla ilişkiler, partinin ve adayın izlemekte olduğu yolun halka benimsetilmesi, çalışmalarının sürekli ve tam olarak halka duyurulması, uygulamalara karsı olumlu bir hava yaratılması, bunun yanı sıra halkın ne düşündüğünün ve seçmen olarak beklentilerinin neler olduğunun hayata geçirilmesi sürecidir (Özsoy, 2004.51). Halkla ilişkiler, seçim kampanyası döneminde, diğer tutundurma elemanları ile birlikte ele alınır ve stratejiler bu şekilde belirlenirse daha etkili sonuçlar elde edilebilinir. Halkla ilişkilerin seçim kampanyalarında iletişim ile ilgili bazı işlevleri vardır (Oktay,  2002:77):

 

Haber değeri olan öykülerin ve kurgusal olayların planlanması ve duyurum

Çabalarının örgütlenmesi

 

Haber medyası ve yayıncıları ile ilişkilerin örgütlenmesi

 

Hedeflenen aday kimliğinin yapılandırılmasında, köse yazarlarına bilgi akısını

Sağlamakta etkin olmak ve bu anlamda haber akısını denetlemektir

 

Aday ya da partinin, gündemi etkileme çabalarının yönlendirilmesi

 

Aday tartışma oturumları, basın toplantıları, seçim gezileri ve mitinglerin,

Medya da aday ve parti lehine yer almasını kolaylaştırıcı haber değeri içeren

Öyküleri oluşturmak.

 

Adayın kitle iletişim araçlarının doğasına uygun olarak sunumunun tasarlanması.

 

Halkla ilişkiler diğer tutundurma yöntemlerine göre daha az maliyetlidir. Çünkü

Desteklenen hiçbir mesaj içeriği için, medya alanı ve zaman maliyeti yoktur. Halkla

İlişkiler iyi düzenlenebilir ve yürütülürse, seçmen üzerindeki etkisi reklâmdan güçlü

Olur. Halkla ilişkiler faaliyetleri belirli promosyonlar la desteklenirse, psikolojik etkisi

Daha fazla olur (İslamoğlu, 2002:158).

 

  Oy Artırıcı Çabalar

 

Siyasi partiler kamuoyunun sempatisini kazanmak amacıyla sosyal, kültürel, sportif

Ve bilimsel her alanda yapılan faaliyetlere katılarak olumlu bir izlenim yaratmaya

Çalışırlar. Bu amaçla yarışmalar düzenleyerek, kamuoyunun yararına faaliyet gösteren sosyal kuruluşların (dernek, kulüp) yönetimlerinde görev alarak, maddi kaynak sağlarlar. Fuar, sergi, festival gibi organizasyonlara katılarak, seminerler, konferanslar ve bilimsel toplantılar düzenleyerek kamuoyunun her bölümüne siyasi partinin tanıtımını sağlayabilirler (Tan, 2002:62). Bu tür etkinlikleri düzenleyerek, kamuoyuna bizler sizin gibi düşünüyor, sizin hoşlandığınız şeylerden zevk alıyoruz imajını vermek, böylece oy oranlarını artırmayı amaçlamaktadırlar. Ayrıca siyasi partiler, seçmenlere hediyeler, ikramlar, ücretsiz konserler gibi hizmetler de sunmaktadırlar.

 

 

 

 

   SONUÇ

 

Siyasi partilerin ve adayların gerek seçim dönemlerinde ve gerekse öncesinde seçmene yönelik yürüttükleri çalışmaların temelinde kendilerini, söylemlerini,

Programlarını, ideolojilerini, kadrolarını seçmene kabul ettirme ve seçmenin de onları desteklemeleri yoluyla amaçlarına ulaşma çabaları vardır. Bu çabalar da aslında

Bir pazarlama faaliyetidir. Pazarlama, iletişim, propaganda gibi kavramlar birbiri içine giren, birçok alanda kesişen kavramlardır. Başarı ise bu çabaların  anlamlı bir  bütünlük içinde, etkin olarak sürdürülmesi ile mümkündür. Pazarlama kavramı her ne kadar önceleri tamamen ticari ürünler için geliştirilmişse de artık gayri ticari ürünleri de kapsamaktadır. Bu bağlamda, siyasi partiler ve bireyler için pazarlama yönetimi yeni bir açılım sağlamaktadır. Siyasal pazarlama kavramına yönelik etik,

Siyasal pazarlama teorisinde siyasal pazarlama karması elemanları büyük önem taşımakta ve temel yapısını oluşturmaktadır. Siyasi partilerin, siyasal pazarlama karması elemanlarını kullanma düzeyleri birbirlerinden farklılık göstermekte, bu farklılıkların seçim sonuçlarına oy yüzdesi olarak yansıdığını söylemek mümkündür.

Seçim kampanyalarında siyasal pazarlama karması elemanlarını doğru ve etkin

Kullanan siyasi partiler rakiplerine göre daha başarılı olacaktır. Aynı zamanda siyasi

Partiler, parti programlarını, adaylarını ve aksaklıklara getirdikleri çözüm önerilerini

Seçmen kitlesine doğru araçlar kullanarak iletmedeki başarıları da istedikleri oy yüzdesini elde etmelerinde ve rakiplerine göre farkındalık ve bilinirlik yaratmada etkin rol oynayacaktır.

 

 

 

 

 

KAYNAKÇA

 

ALTINTAS, Hakan Murat (2001), “Politik Pazarlama ve Politik Pazarlamada Yer Alan

Konular Üzerine Genel Bir _nceleme”, Amme _daresi Dergisi, Cilt.34(1):33-50.

 

ASNA, Alaeddin (1997), Halkla _liskiler, Sabah Yayınları, Ankara

 

BOWLER, Shaun, DONUVAN Todd ve FERNANDEZ Ken (1996), “The Growth of

the Political Marketing _ndustry ana the California _nititative Process”,

European Journal of Marketing, 30(10/11):166-178.

 

BÖRÜ, Deniz ve GÜNESER, Begüm (2005), “Liderlik Tarzının Çalısanın _s Tatmini ile İiskideki Rolü”, Hacettepe Üniversitesi _._.B.F. Dergisi, 23:135-156.

 

BUTLER, Patrick and COLL_NS, Neil (1994), “Political marketing: Structure ana

Process”, European Journal of Marketing, 28(1):19-34.

 

Ç_FTL_KÇ_, Ahmet, (1996), Siyaset Pazarlaması ve Siyasi Partilerin Malatya’daki

Uygulamaları, Yayınlanmamıs Doktora Tezi, _.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü.

 

FILL, Chris (1999), Marketing Communications, Prentice Hall, Barcelona.

UYGUR, Akyar ve GÖREL, Ramazan (2005), Yönetim ve Organizasyon, Nobel Yayınları,Ankara.

 

GRÖNROOS, Christian (1994), “From Marketing Mix to Relationship Marketing”,

Management Decısıon, 32(2):4-20.

 

GÜNEY, Salih (2001), Yönetim ve Organizasyon, Nobel Yayınları, Ankara.

 

HARRIS, Phil (2001), “To Spin or Not to Spin, That ise the Question: The Emergence

of Modern Political Marketing”, The marketing Review, 2:35-53.

 

HENNEBERG, Stephan C. (2004), “The Views of an advoctus Dei: Political marketing and its Critics”, Journal of Public Affairs, 4(3): 225-243.

 

HENNEBERG, Stephan C. (2006), “Strategic Postures of Political Marketing: An

Exploratory Operationalization”, Journal of Public Affairs, 6(1):15-30.

 

İSLAMOGLU, Ahmet H. (2002), Siyaset Pazarlaması Toplam Kalite Yaklasımı, Beta

Yayıncılık, _stanbul.

 

KLEIN, Jill G. (2005), “Negativity in the Evaluation of Political Candidate”, Journal of

Marketing, 69:131-142.

 

LEES- MARSHMENT, Jennifer (2001), “The Product, Sales Ana Market – Oriented

Party “European Journal of Marketing, 35(9/10):1074-1084.

 

LEES-MARSHMENT, Jennifer (2002), “Marketing the British Conservaties: 1997-

2001”, Journal of marketing Management, 17:929-941.

 

 

LİMANLILAR, Mehmet (1991), “Siyasal Pazarlama”, Pazarlama Dünyası Dergisi,

Yıl.5(39), Eylül-Ekim, s.29-39.

 

MARLAND, Alex (2003), “Marketing Political Soap: A Political Marketing View of

Selling Candidates Like Soap, of Electioneering as a Ritual and of Electoral

Military Analogies”, Journal of Public Affairs, 3(2):103-115.

 

NIFFENEGGER, Phillip B. (1988), “Strategıes for Success From The Political

Marketers”, Journal of Services Marketing, 2(3):15-21.

 

O’CASS, Aron (2001), “Political Marketing: An Investigation of the Political Marketing

Concept ana Political marketint orientation in Australian Politics”, European

Journal of Marketing, 35(9/10):1003-1025.

 

O’SHAUGHNESSY, Nicholas (2001), “The Marketing of Political Marketing”,

European Journal of Marketing, 35(9/10):1047-1057.

 

O’SHAUGHNESSY, Nicholas (2002), _dea of Political Marketing, Greenwood

Publishing Group. (Bkz.http://site.ebrary.com.).

 

OKTAY, Mahmut (2002), Politikada Halkla İliskiler, Der Yayınları, _stanbul.

 

ÖZSOY, Osman (2001), Politik Propaganda Teknikleri, Alfa Basım Yayın, _stanbul.

 

ÖZSOY, Osman (2004), Basarılı Siyasetçinin El Kitabı, Hayat Yayıncılık ve _letisim

Hizmetleri, İstanbul.

 

RE_D, David M.(1988), “Marketing the Political Product”, European Journal of Marketing,22(9):34-47.

 

SCHRÖDER, Peter (2004), Siyasal Stratejiler, (Çev. Seyma Akın, M.Ali Can), Liberte

Yayınları, Ankara.

 

SOLEY, Lawrence C. and REID, Leonard N., (1982). “Promotional Expenditures in

U.S.Congressional Elections”, Journal of Public Policy and Marketing,

1(1):147-155.

 

SPARROW, Nick and TURNER John (2001), “The Permanent Campaign”, European

Journal of Marketing, 35(9/10):984-1002.

 

TAKV_M (27 Haziran, 2007), Politika Degil Vaat Yarısı. (Abdullah Özkan)

 

TAN, Ahmet (2002), Politik Pazarlama, Papatya Yayıncılık, _stanbul.

 

TEK, Ömer Baybars (1997), Pazarlama _lkeleri,7. Basım, Cem Ofset, _stanbul

.

TEK_N, Üzeyir (2004), AK Parti’nin Muhafazakar Demokratik Kimligi, Orient Yayınevi,Ankara.

 

WRING, Dominic (2002), “Conceptualising Political Marketing: A Framework forElection –Campaign Analysis”, (Editor, Nicholas J. O’Shaughnessy), Idea of Political Marketing, Greenwood Publishing Group

 

Önceki Yazı:Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
Sonraki Yazı:OBAMA’NIN SOPASI

Yorumlara kapalı.